Sessiz Gelen Tehlike Hipertansiyon | Hemşirelik | Hasan Kalyoncu Üniversitesi

HEMŞİRELİK

Sessiz Gelen Tehlike Hipertansiyon

Sessiz Gelen Tehlike Hipertansiyon

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Araştırma Görevlisi Ezgi Dirgar, sessiz bir şekilde tehlikeli olarak gelen bir hastalık olarak nitelendirdiği, hipertansiyona karşı önemli uyarılarda bulundu.

Ülkemizde Her Üç Kişiden Biri Hipertansiyon Hastası

Hipertansiyonun ülkemizde her üç kişiden birinde görülen, yaşla birlikte görülme sıklığı artan önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyleyen Dirgar:“Özellikle kadınlar menopozdan sonra daha fazla risk altındadır. Yaşın dışında alkol, sigara, kötü beslenme, hareketsiz yaşam durumu tetikler. Hipertansiyon diğer bir deyişle yüksek tansiyon, kan dolaşımı için damarlarımızda gerekli olan kan basıncının normalden fazla olması durumudur. Bu basınç artışı sonucu, kalp kanın damarlarda dolaşımını sağlamak için normalden daha fazla çalışmak zorunda kalır. Yüksek tansiyon kalbin iş yükünü artırır ve atar damarlarda geri dönüşü mümkün olmayan zararlara sebep olur.Kan basıncı kalp kaslarının kalp atışları arasında kasılmasına (büyük tansiyona) veya gevşemesine (küçük tansiyona) bağlıdır.

Genellikle tansiyonun sürekli 140/90 mmHg ve üzerinde bir seviyede olması yüksek tansiyon olarak bilinir. Vücudumuz dinlenme halindeyken normal kan basıncı, büyük tansiyon 100–140 mmHg (en yüksek nokta) ve küçük tansiyon 60–90 mmHg (en alt nokta) arasında seyreder. Hipertansiyon teşhisi koymak için kan basıncı ölçülürken; büyük tansiyon (normali = 120 mm Hg), küçük tansiyon (normali = 80 mm Hg) olmak üzere iki değere bakılır.

Hipertansiyon tanısı için bu değerlerden birinin yüksek olması yeterlidir. Tansiyonun bir kez yüksek çıkması bireyde yüksek tansiyon olduğunu göstermez. Tansiyon gün içinde inip çıkar, ölçümü sırasında endişeli veya heyecanlı hissediliyorsa bu da tansiyonda yükselmelere sebep olabilir. Bu nedenle, yüksek tansiyon tanısı konulabilmesi için düzenli aralıklarla ayda birölçüm yapılması gerekmektedir. Bazen gün içindeki fiziksel aktivitelere, beslenme tarzına, ölçüm öncesi yaşanan heyecana ya da yapılan ölçüm hatalarına bağlı olarak tansiyonda dalgalanmalar olabilir. Sağlıklı bir ölçüm yaptırmak için; ölçüm öncesi en az beş dakika dinlenilmeli, varsa heyecan yatıştırmalı ve ölçüm yapılan kol kalp hizasında düz bir hatta tutulmalıdır.

Yüksek tansiyonun en çok etkilediği organlar; kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözlerdir.  Bu organlar yüksek basınca uzun yıllar boyunca sessizce direnebilir. Bundan dolayı kan basıncındaki yükselmenin vücutta yarattığı harabiyeti fark etmek zordur. Erken teşhis edilip, tedavi edilmediğinde; kalp yetmezliği, kalp büyümesi, kalbi besleyen damarlarda daralma, kalp krizi, beyin damarlarında daralma ve tıkanma, beyin kanaması, felç, böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında bozulma, görme azalması, körlük ve hatta ölümle sonuçlanabilir.

Tansiyonunuz, 180/110 mmHg gibi çok yüksek düzeye erişmediği sürece kolay kolay belirti vermez ve sizi bir sağlık kurumuna yönlendirmez. Birçok hastanın hipertansiyon tanısıfarklı bir sağlık probleminin taramasında tesadüfen konulmuştur. Yüksek tansiyonun en sık rastlanan belirtileribaş dönmesi, baş ağrısı(özellikle ense kısmında ve sabahları), kalp ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışlarıdır. Eğer bunlardan bir kaçını dahi yaşıyorsanız, en yakın sağlık kurumuna hemen  başvurarak mutlaka tansiyonunuzu kontrol ettirin. Unutulmamalıdır ki erken teşhis doğacak birçok sağlık sorununu engeller” diyerek önemli uyarılarda bulundu.